top of page
Çocuk Ergen Danışmanlığı

Çocuk Ergen ve
Aile Danışmanlığı

İstenmeyen Davranışlar

Çocukların olumsuz davranışlarını azaltmanın çeşitli yolları vardır. Ancak azarlamak, bağırmak, aşağılamak bunlardan biri değildir.

İstenmeyen Davranışlar

Kardeş Kıskançlığı

Kardeş kıskançlığı, çocuklarda çoğunlukla okul öncesi dönemde görülen ve aileye katılan yeni kardeşe uyum sağlamada yaşanan problemler sonucu ortaya çıkmaktadır. Kardeş kıskançlığının temelinde anne babadan alınan sevgi ve ilginin başka birisiyle paylaşılmak istenmemesi yatmaktadır. Aileye yeni katılan bebeğin bakıma ve yardıma daha muhtaç durumda oluşu ve bu sebepten ilgi yoğunluğunun onda oluşu büyük kardeşte sevilmediğine ve istenmediğine dair düşüncelere yol açabilmektedir. Bunun yanı sıra, bazen büyük kardeşin okula başladığı dönem ikinci bebeğin geldiği döneme denk gelebilmektedir. Bu durumda çocukta ailenin kendisinden kurtulmak istediğine ve o yüzden onu evden uzaklaştırmak istediklerine dair düşünceler ortaya çıkmaktadır.

Kardeş kıskançlığı yaşayan çocuklarda saldırgan davranışlar görülebilmektedir. Kardeşine vurma, ısırma, çimdirme sıklıkla görülen davranışlardır. Ayrıca ilgi çekmek için abartı davranışlarda bulunma ve yaşı küçülmüş gibi emekleme, bebek gibi konuşma, biberonla yemeye geri dönme davranışları görülebilir. Bu davranışlar çocuğa gelişimsel açıdan zarar verebilmektedir. Bu yüzden bebek doğmadan önce anne baba yeni durumla ilgili büyük çocukla konuşmalı ve ona yeni durumu açıklamalıdır. Bebek doğduktan sonra da kardeşler arası dengeyi sağlamak anne babanın görevidir.


Karanlık ve Gece Korkusu

Çocuklarda sıklıkla karşılaşılan çocukluk dönemi korkularından biri de karanlık ve gece korkusudur. Özellikle 2-4 yaş arası çocuklarda görülen bu durum gelişimsel açıdan normal karşılanabilmektedir. Çocukların karanlık korkusu geliştirmesinin birkaç sebebi vardır. Bunlardan biri çocuklardaki geniş hayal gücüdür. Karanlık ortam ve geniş hayal gücü, çocukların zihninde hayali yaratıkların veya korkunç senaryoların canlanmasını kolayca sağlayabilir. Dolaptan ya da yatağın altından çıkabilecek canavarlar en yaygın olanlarıdır. Hayal gücünün yanı sıra medya üzerinden maruz kalınan korkunç haber görüntüleri, film sahneleri de çocukların karanlık korkusuna katkıda bulunan unsurlardandır. Bir diğer unsur çocukların karanlık korkusunu anne babadan ayrılma endişesiyle ilişkilendirmiş olabilecekleridir. Karanlıktaki çocuk kendisini anne babasından ya da bakıcısından uzak hissedebilir ve bu durum onda terk edildiğini veya yalnız bırakıldığını hissetmesine yol açabilir. Çocukların karanlık korkuları uyku düzenlerinin bozulmasına, yalnız yatamamalarına ve anne babaya daha fazla bağımlı hale gelmelerine yol açtığı noktada bu durum normallikten çıkmış ve bir problem haline gelmiş demektir.


Öfke Nöbetleri

Çocuklarda öfke nöbetleri genellikle 1-4 yaş arasında yaygındır, ancak daha büyük çocuklarda da görülebilir. Öfke nöbetinde çocuklarda; ağlama, çığlık atma, ısırma, tekmeleme gibi saldırgan davranışlar gözlenebilir. Bu saldırgan davranışlar çocuklarda duygu patlaması anlarında ortaya çıkmaktadır. Çocuklar duygu ve düşüncelerini yetişkinler kadar iyi ifade edemediklerinden bu tarz davranışlara başvurabilirler. Örneğin hayal kırıklığına uğradıklarında ya da üzüldüklerinde bunu en kolay öfkelenerek ifade ederler. Ya da aç ve yorgun olduklarında yemek yemeye ve dinlenmeye ihtiyaç duyduklarını yine öfke yoluyla anlatmayı denerler. Bunların yanında çocuklar etrafındaki sınırları ve kuralları test etmek için ve çevresindekiler üzerinde ne kadar kontrol sahibi olduğunu anlamak için de öfkeli davranışlar sergileyebilir.


Çocuklarda Alt Islatma

Alt ıslatma olarak da bilinen Enürezis, çocukluk çağında en sık karşılaşılan sorunlardan biridir. Alt ıslatma, çocukların idrar kontrolünün sağlaması gereken yaştan sonra görülen istemsiz idrar kaçırma halidir. Alt ıslatma problemi çocuğun öz güvenini düşürür ve utanç ve suçluluk hissetmesine neden olur. O yüzden ailenin tutumunun bilinçli ve anlayışlı olması gerekmektedir. Altına ıslattığı için cezalandırılmamalı ve çocuk bu konuda utandırılmamalıdır. Aksi takdirde çocuk üzerinde etkisi ömür boyu sürebilecek izler bırakılabilir. Bu yüzden probleminin çözümünde çocuğun benlik duygusuna zarar verilmeden alt ıslatmanın altında yatan temel neden bulunmalı ve bu neden üzerinde çalışılmalıdır.

Önceki
Sonraki
bottom of page